Emeklilik

Vakit çok çabuk geçiyor… Kuleli Askeri Lisesi’ne giriş 1990 yılı. Şimdi 2023’teyiz. 33’üncü yılın içerisinde. Askerliğin 33’üncü yılı. Hayatın 46’ncı. Yeni bir başlangıç yapmanın vakti geldi de geçiyor bile. Hayalim sivil havacılıktı. Havayolları… Dünyayı bir de o irtifalardan görmek… Fırtınaların üzerinden geçmek, etrafından dolaşmak… Farklı ülkeler görmek, gezmek, tatmak… Nisan Devamı…

Sağlık

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi. Saltanat didükleri ancak cihân gavgasıdur Olmaya baht ü saâdet dünyede vahdet gibi. Ko bu ayş ü işreti çünkim fenâdur âkıbet Yâr-ı bâkî ister isen olmaya tâat gibi. Olsa kumlar sağışınca ömrüne hadd ü aded Gelmeye Devamı…

Çanakkale

“Bu memleketin topraklarında kanlarını döken kahramanlar! Burada, dost bir vatanın toprağındasınız.  Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yan yana koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.“ “Those heroes that shed their blood Devamı…

Andımız

Türküm! Doğruyum! Çalışkanım! İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi, özümden çok sevmektir! Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir! Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim! Varlığım Türk varlığına armağan olsun! Ne mutlu Türküm diyene !

Han-ı Yağma

Bu sofracık, efendiler – ki iltikaama muntazırHuzurunuzda titriyor – bu milletin hayatıdır; Bu milletin ki mustarip, bu milletin ki muhtazır! Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır… Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!  Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidirYiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir? Bu nadi-i Devamı…

Bülbül

Bütün dünyâya küskündüm, dün akşam pek bunalmıştım; Nihâyet, bir zaman kırlarda gezmiş, köyde kalmıştım. Şehirden kaçmak isterken sular zâten kararmıştı; Pek ıssız bir karanlık sonradan vâdîyi sarmıştı. Işık yok, yolcu yok, ses yok, bütün hilkat kesilmiş lâl…Bu istiğrâkı tek bir nefha olsun etmiyor ihlâl. Muhîtin hâli «insâniyyet»in timsâlidir, sandım; Dönüp Devamı…